HERHALDE şu düşünceye itiraz edecek kimse yoktur: Hepimiz kusurluyuz, dolayısıyla hatalar yapıyor ve sonradan pişman olduğumuz davranışlarda bulunuyoruz. Peki, bu durum, hemen hemen her gün şahsen gördüğümüz ya da haberlerde duyduğumuz, büyük veya küçük olsun yapılan pek çok kötülüğün nedenini açıklar mı?
Kusurlu olsak da, asla çiğnenmemesi gereken ahlaksal sınırların olduğunu ve insanın isterse kötü davranışlardan kaçınabileceğini herhalde kabul ederiz. Ayrıca çoğu insan kasıtsız bir yalan ile düpedüz iftiranın ya da birine kazara zarar vermek ile kasten adam öldürmenin ayrı şeyler olduğu fikrine katılacaktır. Ne var ki, korkunç suçlar genelde toplumdaki sıradan görünen insanlar tarafından işleniyor. Peki neden? Acaba insanlar neden kötülük yapıyor?
Başta Kur-an’ı Kerim Olmak üzere bazı kaynaklar bu konuya ışık tutar ve insanların bile bile kötü şeyler yapmasının temel nedenleri hakkında doğru bilgiler verir. Şimdi Kur-an’ı Kerim’de ve bazı kaynakta ne dendiğine bakalım;
• Kötülük işleyenlere gelince, ancak işledikleri kötülüğün cezası neyse onu görürler. Onların yüzlerini bir utanç ve aşağılık duygusu kaplar. Allah’ın azabına karşı onları koruyacak hiç kimse yoktur. Yüzleri sanki kapkaranlık gece parçaları içine gömülmüş gitmiştir. Bunlar da cehennemin yoldaşıdırlar ve orada ebedî kalacaklardır. (Yunus Sûresi 27. Ayet)
• “Baskı hikmetli kişiyi delirtir”
İnsanların bazen koşulların zorlamasıyla, normalde yapmayacakları şeyleri yaptığını kabul ederiz. Hatta bazıları zorluk ve haksızlıkları kendi yöntemleriyle çözmek için suç bile işleyebilir. Bir kitap şöyle diyor: “Birçok durumda insanları terörist olmaya iten başlıca etken, değişmez gibi görünen siyasal, sosyal ve ekonomik sistem yüzünden yaşadıkları büyük hayal kırıklığıdır” (Urban Terrorism).
• “Her türlü kötülüğün bir kökü de para sevgisidir”
“Herkesin bir fiyatı vardır” sözünü duymuşuzdur. Bu söz, yeterince para teklif edildiğinde iyi insanların bile görgü ve ahlak kurallarını çiğnemeye hazır olduğu anlamına gelir. Normal koşullarda cana yakın ve nazik görünen bazı kişiler, işin içine para girince bir anda başka bir insana dönüşebilir, düşmanca davranan itici biri haline gelebilir. Şantaj, gasp, dolandırıcılık, adam kaçırma, hatta cinayet gibi açgözlülükten kaynaklanan suçlar buna örnektir.
“Kötü işin cezası hemen verilmiyor, bu yüzden de insanların yüreği kötülük yapmaya daha da kararlı oluyor”
Ayetin de dikkat çektiği gibi insan, yetkililer görmediği sürece her şeyi yapabileceğini düşünmeye eğilimlidir. Otoyollarda hız sınırını aşanlar, sınavlarda kopya çekenler, devleti dolandıranlar ve daha da kötü şeyler yapanlar buna örnektir. Normal şartlar altında kanunlara uyan insanlar, yakalanma korkusu duymadıklarında veya kanunlar tam olarak uygulanmadığında, aslında yapmayacakları şeyleri yapma cesareti buluyorlar. Arguments and Facts dergisinde “suçluların cezadan ne kadar kolay kurtulabildiklerinden” bahsediliyor. Dergi şunları ekliyor: “Görünüşe bakılırsa, bu kolaylık sıradan vatandaşları en vahşi suçları işlemeye teşvik ediyor.”
“Herkes kendi arzusu tarafından sürüklenip aldatılarak sınanır. Arzu gebe kaldığında günah doğurur” (YAKUP 1:14, 15).
Bütün insanlar kötü şeyler düşünmeye eğilimlidir. Yanlış davranışlarda bulunmamız için her gün önümüze sayısız teklif ve ayartma çıkıyor. Kutsal Kitap zamanlarında İsa’nın takipçilerine şöyle denmişti: “Karşınıza çıkan ayartıcı durumlar herkesin karşılaştığı türden şeylerdir” (1. Korintoslular 10:13). Yine de sonuç kişinin yaptığı seçime bağlıdır. Kişi kötü bir düşünceyi zihninden hemen atabilir ya da üzerinde düşünmeye devam edip o fikrin zihninde yer etmesine izin verebilir. Yakup’un Tanrı ilhamıyla uyardığı gibi, eğer biri yanlış arzuların ‘gebe kalmasına’ izin verirse, bunun kötü davranışlarla sonuçlanması kaçınılmazdır.
“Hikmetlilerle aynı yolda giden hikmetli olur; akılsızlarla ilişkide olan ise zarar görür”
Arkadaşlarımızın üzerimizde –olumlu ya da olumsuz yönde– büyük bir etkisi olduğunu inkâr edemeyiz. İnsanlar sık sık arkadaş kurbanı olduklarından veya yaşıtlarının baskısı yüzünden, aslında hiç niyetli olmadıkları şeyler yapıyor ve bunun korkunç sonuçları oluyor. Kutsal Kitapta “akılsızlar” sözcüğüyle zekâdan yoksun kişiler değil, Tanrı’nın Sözündeki değerli öğütlere kulak asmayan kişiler kastedilir. Genç ya da yaşlı olalım arkadaşlarımızı ve beraber vakit geçirdiğimiz kişileri akıllıca, yani Kutsal Kitap standartlarına göre seçmezsek ‘zarar görmemiz’ kaçınılmazdır.
Bu ve başka pek çok Kutsal Kitap ayeti sıradan insanların neden kötü, hatta dehşet verici şeyler yaptığını net bir şekilde açıklar. İnsanları korkunç şeyler yapmaya iten etkenleri anlamak faydalı olsa da, acaba durumun düzeleceğine dair bir ümit var mı? Evet, İslam Dini ve Kur-an’ı Kerim insanların neden kötü davranışlarda bulunduğunu açıklamakla kalmaz, artık böyle kötülüklerin ortadan kalkacağını da vaat eder. Acaba Kutsal Kitapta tam olarak ne tür vaatler bulunuyor? Dünyadaki tüm kötülükler gerçekten sona erecek mi? Gelecek makale bu soruları yanıtlıyor.
VİDEO GALERİ
13 Haziran 2025GENEL
13 Haziran 2025GENEL
13 Haziran 2025ASAYİŞ
13 Haziran 2025GÜNDEM
13 Haziran 2025SİYASET
13 Haziran 2025SİYASET
13 Haziran 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.