DOLAR 38,0230 0.25%
EURO 42,0051 0.63%
ALTIN 3.715,180,28
BITCOIN 32591937,13%
Adıyaman

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK Vakti

KESK üyelerinden ’21 Şubat Dünya Anadil Günü’ açıklaması – Videolu Haber

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Adıyaman şubesi üyeleri '21 Şubat Dünya Anadil Günü' yaptıkları açıklamada 1950 yılından bu yana 230 dil kaybolduğunu ve kaybolan her dille birlikte bir kültür de bittiğini söyledi.

ABONE OL
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Demokrasi Parkı önünde toplanan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Adıyaman şubesi üyeleri Türkiye’de 18 dil yok olduğunu öne sürdüler.
“Türkiye’de 18 dil yok olmuş veya yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır”
Toplanan üyeler adına açıklama yapan Eğitim Sen Adıyaman Şube Başkanı Zeynal Polat,”Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Kurulu, 1999 yılında, 21 Şubat gününü “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul etmiştir. 2000 yılından itibaren de kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla anadilinde eğitim hakkı güvence altına alınarak “21 Şubat Dünya Anadili Günü” kutlanmaya başlanmıştır. UNESCO verilerine göre dünyada yaklaşık 5 bini yerli dili olmak üzere yaklaşık 7 bin dil konuşulmakta ve bunlardan 2000’i tehlike altındadır. BM verilerine göre dünyada her iki haftada bir dil, içinde geliştiği kültürel ortamıyla birlikte yok olmaktadır. 1950 yılından bu yana 230 dil kaybolmuş, kaybolan her dille birlikte bir kültür de yitip gitmiştir. UNESCO’nun “Tehlike Altındaki Diller Atlası”na göre, Türkiye’de 18 dil yok olmuş veya yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. “Medeniyetler Coğrafyası” denilen Anadolu ve Mezopotamya topraklarında artık bir çok dil konuşulmuyor.  Hatta Bazı diller ise kaybolma tehlikesi ile yüz yüze kalmışlardır. Anadili Kürtçe, Arapça, Lazca, Ermenice, Hemşince, Çerkezce, Çeçence, Süryanice gibi dillerden olan milyonlarca çocuk anadillerinin olmadığı bir ortamda eğitim görüyorlar. Oysa çocukların kimliklerinin ve kişiliklerinin bir parçası olarak anadilinde eğitimin önemi bilimsel verilerle de tartışma götürmez şekilde defalarca kanıtlanmıştır. Yapılan bütün araştırmalar anadilinde eğitim gören çocukların pedagojik olarak daha başarılı olduklarını göstermektedir. Kişinin kendi anadili dışındaki dillerde eğitim almak durumunda kalması pedagojik açıdan kalıcı sorunlara yol açtığı gibi buna bağlı olarak eşitsizlikleri de derinleştirmektedir.”dedi.
“Dil, sadece bir iletişim aracı değil”
Dil, sadece bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda düşünme biçimi, edebiyat, sanat, felsefe, tarih, kısacası bir kültür ve yaşayış biçimi olduğunu aktaran Polat, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yaşayan Diller Ve Lehçeler Dersi” adı altında dil dersleri seçmeli dersler şeklinde eğitim programına eklenmiş ve dil alanındaki katı inkârcı yaklaşım kısmen değişmiş olsa da anadillerin kamusal alanda, okulda, evde, iş yerinde, devlet dairelerinde, sinema, televizyonda vs. konuşma ve yazma hakkı açısından bir arpa boyu yol alınmadığı da bir gerçektir.  Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde de açıkça belirtildiği gibi, bireyin anadilinde eğitim alması en temel insan haklarından birisi olduğu kadar, bireylerin kendi anadillerinde eğitim almasının engellenmesi en büyük insan hakkı ihlallerindendir. Bu gerçeklikten de hareketle anadilinde eğitim hakkını hangi gerekçe ile olursa olsun yok sayarak eğitim hakkının karşılandığını ileri sürmek güneşi balçıkla sıvamaya benzemektedir. Kaldı ki, eğitim hakkı diğer hakları da içeren, bütünlüklü kullanılması durumunda gerçek özüne kavuşan temel haklardandır. Anadil birleştirir, paylaşımı artırır, sosyal içerme, yenilikçi düşünme ve hayal gücünün gelişimini sağlar. Hayal gücü ile somut gerçekliği buluşturur, özgüveni, özsaygıyı artırır. Empati kurma gücünde belirgin fark yaratır. Dil, sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda düşünme biçimi, edebiyat, sanat, felsefe, tarih, kısacası bir kültür, bir yaşayış biçimidir. Dolaysıyla anadilinde eğitimin yokluğu tüm bunlardan mahrum kalmak, sağlıksız bir kişiliğin, toplumsal ve kültürel gelişmenin yaşanması demektir. Daha da ötesi o dili konuşan halkın yok oluşu, toplumsal hafızanın silinmesidir. Konfederasyonumuz kurulduğu ilk günden bu yana bütün halkların dillerini özgürce kullanmalarının önündeki engellerin kaldırılması ve anadilinde eğitimin yasal güvenceye kavuşturulmasını savunmakta, talep etmektedir. Çocuk haklarını düzenleyen ilgili uluslararası sözleşmelerdeki maddelere Türkiye adına konulan çekincelerin bir an önce kaldırılması gerektiğini ifade ediyoruz. Buna paralel olarak ivedilikle gerekli anayasal düzenlemeler yapılmalıdır. Eğitim sistemimiz gerçekliğimize ve insanlık değerlerine uygun olarak çok dilli ve çok kültürlülük esasında yeniden düzenlenmelidir.

Başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamusal hizmetler nitelikli, parasız, ulaşılabilir, bilimsel olmasının yanı sıra anadil esaslı çok dilli sunulmalıdır. Tüm halkların 21 Şubat Dünya Anadil Gününü kutluyoruz”
Yapılan açıklamanın ardından toplanan KESK üyeleri dağıldılar.

Kaynak: PHA
Haberin Videosu :





Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r-tüm-haberler-bilesen
300x250r-tüm-haberler-bilesen-2

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.