Türkiye’nin yılda 1 milyar dolar ödeyerek aldığı hammaddenin tamamını üretmeyi hedefleyen Erdemoğlu Holding’in Yönetim Kurulu Üyesi ve SASA Polyester Sanayi A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mehmet Şeker, SASA’nın Sabancı Holding’den satın alındıktan sonra yazdıkları başarı hikayesinin tüm detaylarını anlattı.
Türkiye’nin En Büyük 500 Şirketi sıralamasında, her yıl yukarı sıralara tırmanmaya devam eden SASA’nın yaptığı yatırımlarla, polyesterin ham maddesinde ithalatı bitireceklerini ve Türkiye’nin polyester ham maddesini üreteceklerini açıkladı. SASA ayrıca, GES ve RES projelerine yaptığı yatırımlar ile adından söz ettirirken, bölgede yaptığı yatırımlar, istihdam kapasitesi ve üretim kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük işletmelerinden biri oldu.
Ticari anlamda dünya devlerinden biri haline gelen SASA, Gaziantep ve Adana’da yaptığı yatırımlarla, üretim ve istihdam kapasitesi ile bu illerin yanı sıra ülkenin cari açığının da kapatılması anlamında büyük katkılar sunuyor. Ülkeye büyük bir katma değer sağlayan SASA, özellikle polyesterin ham maddesi olan PTA Tesisi ve GES projelerine yaptığı yatırımlar ile hem üretim kapasitesini arttırırken, ihracat anlamında da önemli çalışmalar yürütüyor. SASA 10 milyon tondan daha fazla ithalatı olan, Polipropilen, Polietilen, PVC, Akrlonitril, Stiren gibi temel petrokimya ürünlerini Türkiye’de üretecek.
ÜRETİM KAPASİTESİ 4 KATINA ÇIKTI
SASA polyester Sanayi A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mehmet Şeker, memohaber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Taşçı’ya yaptığı açıklamada, şirketin Erdemoğlu Holding bünyesine geçtiği günden bu yana üretimin 4 katına çıktığını belirterek, Türkiye’nin bu yatırımının dışında Avrupa, Rusya ve Kuzey Afrika’da böyle bir yatırımın olmadığını bu bölgelere de hitap edeceklerini söyledi.
Dr. Şeker,”SASA 2015’de Erdemoğlu Holding bünyesine geçtiğinde yaklaşık 1000 kişinin çalıştığı bir fabrikaydı. Aşağı yukarı 270.000 ton yıllık üretim mevcuttu. Bugüne geldiğimizde yaklaşık 5 bine yakın çalışanımız var. Üretim kapasitemiz yaklaşık 4 katına çıkarak yıllık 1.4 milyon tona ulaştı. Biz 2024 yılının sonuna doğru tamamını bitirmek şartıyla 3.2 milyar dolarlık yatırım yaptık.
Türkiye Cumhuriyet tarihinde Akdeniz bölgesinde ki en büyük yatırım budur. Yaklaşık tüm işletmelerimizin tamamı bittikten sonra 2.2 milyon tona yakın satılabilir ürün elde etmiş olacağız. PTA tesisimiz devreye girdiğinde kendi ham maddemizi artık Çin’den, Kore’den almak yerine kendimiz üreteceğiz. Bu hammaddeye şu anda yaklaşık yıllık bir milyar dolar gibi bir para ödüyoruz, bu hammaddenin tamamını burada üretmiş olacağız.
Türkiye’de yapacağımız bu yatırımının dışında Avrupa’da böyle bir yatırım yok. Kuzey Afrika’da, Rusya’da yok. Bu bölgelere de biz hitap edeceğiz. Bu bölgelerde de ürettiğimiz malın fazlalarını satmaya çalışacağız. Şu an da yaklaşık, inşaat ve montaj tarafında çalışan 9.000 kişi var.
5 bine yakında SASA’nın kendi kadrolu çalışanı var dolayısı ile Adana’da 14.000 kişi her gün SASA’nın kapısından girip akşam evine gidiyor.
Hisse senedi değeri olarak SASA çok daha iyi yerlere gelecek ben buna inanıyorum. Ama burada asıl önemli olan üretim kapasitesini arttırmak, istihdamı attırmak, katma değerli gelir elde etmek, ihracat kapasitesini arttırmak bunların hepsi bizim için önemli parametrelerdir.
Aşağı yukarı 100.000.000 dolar ihracattan biz yılda 500.000.000 dolara çıktık, ortalama 400.000.000 dolar civarı bir ihracatımız söz konusu ama bütün kapasiteyi doldurduktan sonra SASA’nın Adana’daki tesislerinde 1 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var. Bu hedefimizi de yakalayacağız” dedi.
Dr. Mehmet Şeker, borsanın ciddi bir yatırım kaynağı olduğunu ifade ederek, kısa vadeli bekleyenlerin kaybettiğini yani artık borsanın da uzun vadeli ciddi bir yatırım kaynağı olduğunu insanların görmesi gerektiğini kaydetti. Dr. Şeker ”Borsa bir yatırım aracı, insanlar yatırım yapacaklar. Bu yatırımlarını da uzun vadeli yapmalılar. Borsada bugün yatırım yapıp yarın para kazanayım, 3 gün sonra zengin olayım mantığıyla giren herkes kaybetmiştir. Borsada yatırımında uzun vadeli olması gerekiyor. SASA’da bizle beraber başlayıp 8 yıllık yatırımı olan insanlar var. 8 yıl içerisinde SASA hissesi 1’e 200’den fazla artmış, Nasıl bir yatırım bekliyor insanlar?
Borsada kısa vadeli bekleyenler, kısa vadeli buradan para kazanayım, bir şeyler elde edeyim düşüncesinde olan insanlar hep kaybetmiştir, kaybedeceklerdir. Yani artık borsanın da ciddi bir yatırım kaynağı olduğunu insanların görmesi lazım. Borç alınarak borsa yatırımı yapılmaz, gayrimenkul satılarak borsa yatırımı yapılmaz. Araba ve ev satılarak gayrimenkul yatırımı yapılmaz. Bunları da insanlar yavaş yavaş öğrenecekler.
Bugün borsada yaklaşık 7 buçuk milyon insanın yatırımı var. Gelişmiş ülkelerde gerek banka mevduatı açısından olsun gerek diğer yatırımlara oranla borsa yatırımları çok çok fazla, yani yaklaşık bu yatırımlar bütün diğer yatırımların önünde, bir de süresi çok uzun örnek veriyorum , gelişmiş ülkelerde, Amerika’da ortalama borsadaki insanların kalış süresi yaklaşık bir yılın üstünde. Ama bizde bu süre en fazla 30 gün. Yani insanlar bir hisse senedini alıyor, öbür gün çıkıyor. 3-5 kuruş kazanayım, cebime para girsin diyor ama bu doğru bir yöntem değil, sonuçta ülke ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla borsaya yatırım yapılır.
Borsaya yatırım yaptığınız şirket, Türkiye’nin geleceğine yatırım yapan bir şirket demektir. Biz SASA olarak sürekli üretiyor, ülke ekonomisine katkıda bulunmaya devam ediyoruz. Bugün malikleri, sahipleri borsa değeri üzerinden kim olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti devletinin malıdır. Tamamı yerlidir, tamamı millidir. SASA’da 100 binin üstünde yatırımcı var. Yaklaşık %20 kadar yatırımcımız var. Uzun vadeli yatırım yapan çok ciddi fon şirketleri var. Burada en çok da eleştirenler zaten benim kızdığım sizde gazetecisiniz üstünüze alınmayın ama ekonomiyi bilmeyen, yatırım programlarını bilmeyen gazeteci arkadaşların yaptığı yorumlar. 9.000 kişinin sabahleyin girip çalıştığı, montaj yaptığı bir yatırımdan bahsediyoruz, öncelikle bu yatırımları gelip gören arkadaşlarımızın hayranlıklarını gizlemediklerini biliyoruz. Ülkemizin geleceğine katkısı olacak bir tesis yapıyoruz, cari açığı azaltacak bir tesis yapıyoruz, böyle bakmak gerekiyor. Biz bu yatırımla, Çinliye ve Hintliye “Artık buraya siz elyaf iplik polyester satamayacaksınız” dedik. Bu bizim milli duruşumuzdur. Bu tesiste milli bir tesistir. Eleştirirken de konuşurken de ona göre dikkat etmek lazım” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK PETROKİMYA TESİSİNİ YAPACAĞIZ
Adana Yumurtalık’ta önemli bir yatırım projesi üzerinde olduklarını aktaran Dr. Mehmet Şeker, Türkiye’nin en büyük petrokimya tesisini kuracaklarını vurgulayarak, Türkiye’nin petrokimya tarafında dışa bağımlılığını azaltacaklarını aktardı. Dr. Şeker ”Bizim SASA’daki yatırımlarımız bu sene sonu bitiyor. Ondan sonra Yumurtalığa geçiyoruz. Yumurtalıktaki yatırımlarımız da cumhurbaşkanlığının özel endüstri bölgesi ilanı ve acil kamulaştırmayla devam edecek. Oradaki yatırımımız da yaklaşık 10 yıl sürecek. Türkiye’nin en büyük petrokimya tesisini yapacağız. Türkiye’nin ithal ettiği yaklaşık bugün 18 milyar dolar biz bu tesisi kurmaya başladıktan ve 2025 yılının sonunda 25 milyar dolar’a ulaşacak olan Kimyevi maddelerin ithalatına engel olacak tesisler yapacağız. Önce liman yapacağız sonra rafinerimiz ve polipropilen tesisleri yapacağız. Türkiye’nin cari açığına finalde 5 milyar dolar katkımız olacak. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Buradaki yatırımlarımızdan sonra diğer yatırımlarımızı yapacağız. Bu yatırımlarımızla ilgili de yurt dışından ciddi bir talep var. Biz de ortak olalım ve beraber yapalım diyen dünyanın ünlü şirketleri var. O gün geldiğinde buna karar vereceğiz.
Gerekirse kendimiz, gerekirse kredi kullanarak, gerekirse ortak alarak bütün formülleri masaya yatırıp ülkemizin lehine olan insanlarımızın lehine olan şirketimizin lehine olan yöntemi belirleyeceğiz. Adana’da Yumurtalık da yapacağımız tesis çok büyük bir tesis. Yaklaşık 12.000.000 metrekarelik bir alanda yapacağımız bir tesis. Burada öncelikle liman yapacağız. Adana’da çok sıkıntı yaşadık. Mersin’den Adana’ya bir ekipmanı bir haftada getirebiliyoruz, köprüleri kaldırıyoruz, baypas yapıyoruz, elektrik tellerinin tamamını yer altına aldık. Bunların hepsini biz kendimiz yaptık. Bu süreç uzun olduğu için önce liman yapacağız. Bütün ekipmanları gemiyle getireceğiz. Taşıma kolaylığı sağlayacağız. Lojistikte bir adım daha ileri gitmiş olacağız. Bunu da her yerde tekrar ediyorum bu yapacağımız yatırımlar ülkemizin geleceğine de ışık tutacak. Dolar kaç lira oldu, faiz ne olacak diye ülkenin bu sarmalından çıkmasının bir tek yolu vardır o da üretmek, dışa bağımlılığı azaltmak. Biz Türkiye’nin petrokimya tarafında dışa bağımlılığını azaltacağız. Bunun için çalışıyoruz. Diğer firmalarında bu konuda yatırım yapmaları lazım. Bizim yatırımımızdan sonra yeni yapılacak yatırımlar mutlaka olacaktır. Bunların da ülke ekonomisine ciddi katkıları olacak. Bizim ihracatımız, ithalatımızdan fazla olmak zorundadır. Yani cari fazla vermek zorundayız. Yoksa dışarıdan para geldi mi, gelmedi mi, dolar kaç liradır diye boğuşur dururuz” diye konuştu.
ÜLKE EKONOMİSİNE CİDDİ KATKI SAĞLAYACAK
Bu projenin ülke ekonomisine ciddi katkı sunacağının altını çizen Dr. Mehmet Şeker, şu anda oradaki zemin etütlerini yaptıklarını, fay haritalarını çıkarttıklarını ve ÇED raporlarını aldıklarını söyledi. Deniz incelemelerinin yapıldığını ve bunların uzun soluklu işler olduğunu aktaran Dr. Şeker ”Şimdi şu anda oradaki sadece zemin etütlerini yaptık. Fay haritalarını çıkarttık, ÇED raporlarını aldık. Deniz incelemelerini yaptırıyoruz. Bunların hepsi uzun soluklu işler. Bunlar bittikten sonra limana başlayacağız. Limandan sonra polipropilen tesisine başlayıp, rafineri ile devam ediyoruz. Finalde bugünkü parayla 25 milyar dolarlık yatırım yapacağız. Burada en önemlisi Türkiye’nin ithal ettiği bütün aromatik kimyasalları kendimiz üreteceğiz. Bunun ülke ekonomisine ciddi bir katkısı olacak. Bu yeter mi, yetmez, yani bizim yapacağımız gibi bir tesis daha yapılması lazım Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmak için, biz bunun için de düğmeye bastık. Belki bir başkası da Ege bölgesinde, Karadeniz bölgesinde, Türkiye’nin başka bir bölgesinde düğmeye basarak bu tür yatırımları yapmaya çalışır. Bu konuda Çin ve Hindistan uzak ara öndeler.Hindistan’a kadar, Kuzey Afrika, Avrupa, hatta Amerika’nın bir kısmı ve Rusya tarafında biz olacağız. Bu bölgedeki en güçlü polyester tesisi olacak. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı.
SASA TÜRKİYE’DE BİR NUMARA
SASA’nın üretim alanında açık ara önde olduğunu ifade eden Dr. Mehmet Şeker ”Şu anda SASA Türkiye’de bir numara. Polyester de 1.4 milyon tonluk üretim ile açık ara önde. Avrupa’da da bu kapasitede üretim yapan herhangi bir firma yok. fakat buna rağmen dünyada polyester de biz çok geriyiz. Yani şu anda %1,5 seviyelerindeyiz. Yarın bir gün bu rakam belki %3 olacak ama biz çok geç başladık. Çin, Hindistan ve Kore bu konuda çok öndeler.
Bu yatırımlardan sonra en azından Avrupa’yı, Kuzey Afrika’yı, Rusya’yı ve Hindistan’a kadar olan bölgeyi biz kontrol altında tutacağız. SASA burada büyük oyuncu olacak. Hatta bir adım ileride Amerika’da da büyük oyuncu olmak için orada da yatırımlar planlıyoruz. Onları da gerçekleştirirsek Türkiye bu konuda dışa bağımlılıktan kurtulmuş olacaktır. Ayrıca polyester stratejik bir üründür. Yani girmediği herhangi bir yer yok. İlaç sanayinde var, tekstil sanayinde var, otomotiv sanayinde var, kablo sanayisinde var, ev tekstilinde var. Hemen hemen hayatın her alanında var. Onun için pamuğun ikamesi olarak doğan polyester, bugün dünyada neredeyse bütün tekstil ürünlerinin içerisinde bir numara oldu Petrokimya ürünü olarak bunu daha da geliştirmek, daha yeni ürünler yapmak, vatandaşın hizmetine sunmak için biz de elimizden geleni yapacağız.
Ayrıca biz savunma sanayiyle de birlikte çalışıyoruz. Ne yapabiliriz, ülkemize nasıl katkıda bulunabiliriz? Yaptığımız ürünler savunma sanayinde nerelere gidebilir bununla ilgili savunma sanayinin bütün kuruluşlarıyla zaman zaman toplantı yapıyoruz. Onların talep ettikleri ürünler üzerinde çalışıyoruz. Buradaki amacımız bunları yaparak kâr etmek, para kazanmak değil, ülkemizin savunma sanayisine bu çorbada tuzumuz olsun diye katkıda bulunmaktır. Şu anda Gaziantep’te halı iplik tesislerimiz var. Buradaki yatırımlarımızı büyüten yatırımlar yapıyoruz.
Bu kapsamda geri dönüşümle ilgili yatırımımız var. Makinalarımızı yenileme ve geliştirme ile ilgili yatırımlarımız var. Halı sektöründe ciddi bir yatırım zaten yapmış durumdayız ve bunu geliştirmeyle ilgili çalışmalarımız var. Ek olarak Merinos’un kendi fabrikası içerisinde şişe cipsi üretimi için şu anda inşaatına başladık. Satın almalarını bitirdik. Yaklaşık 240 milyon doların belki biraz üstünde olacak bir yatırımı burada yapıyoruz. Bu da 2025 yılının ilk 3 ayında büyük ihtimalle faaliyete geçer diye düşünüyorum. Antep’te yaptığımız yaklaşık 900 ton günlük şişe cipsi, tekstil cipsi üretebilecek kapasiteye sahip bir tesis yapıyoruz. Şu anda Gaziantep’te yaptığımız en büyük yatırım bu. ”ifadelerinde bulundu.
GÜN BOYU PLANLAMA YAPIYORUZ
SASA’daki iş temposunu da anlatan Dr. Mehmet Şeker, gün boyu planlamalar yapıldığını aktararak ”8 yıldır oradayız. Sabahleyin gidiyoruz. Üretimimizi takip ediyoruz, işçilerimizi takip ediyoruz. Gelecekle ilgili programlarımızda neler yapabileceğimizle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Sevkiyatlarımızın sağlıklı olabilmesi için hammadde girişlerimizin sağlıklı olabilmesi için çalışıyoruz. Biliyorsunuz Süveyş kanalında problem var. Gemileri yanaştırmayı, hammaddeyi getirmeyi, üretime ara vermeden planlarımızı yapmayı hedefliyoruz.
Yani pek çok işi bir arada yapmış oluyoruz ama bu işin doğasında var zaten. Önemli olan sorunları yenebilmek, üretimi devam ettirebilmek, istihdamı devam ettirebilmek. Krizlerden en az etkilenmek. Bir pandemi oldu, pandemiyi yaşadık. pandemide biz 3 vardiya çalıştık. Türkiye’nin ihtiyacı olan bütün ürünleri ürettik, her yere ulaştırdık.
Çin’den gelmedi, Hindistan’dan gelmedi, uzak Doğu’dan gelmedi. Biz Türk sanayicisinin ihtiyacı olan her türlü ürünü vermiş olduk. Şimdi yine aynı pozisyondayız. Süveyş kanalında yine problemler var. Gemiler Limanlarımıza geç geliyor. Lojistik maliyetleri çok arttı. Biz yine sanayicimizin ihtiyacı olan ipliği elyafı şişe cipsini, tekstil cipsini hepsini üretip ulaştırmayı planlıyoruz” dedi.
BU SEKTÖR GELİŞECEK
Sektörün gelişim gösterdiğinin altını çizen Dr. Mehmet Şeker, röportajını şöyle noktaladı: ”Bu sektör gelişecek. Dünyada 1900’lü yılların başında pamuk üretiliyordu, tekstil ürünleri pamuktan elde ediliyordu ,bugün polyester dünyada pamuğun yerini aldı, o günkü üretimin binlerce katına çıktı.
Bu kadar insanı giydirmek, bu kadar insanın tıbbi ihtiyaçlarını karşılayabilmek, bu kadar insanın otomotiv sektöründeki ihtiyacını karşılayabilmek. Özellikle hijyen konusunda ihtiyacını sağlayabilmek için polyester önümüzdeki süreçte de insanların vazgeçilmezi olacak. Burada polyesterin en önemli özelliği geri dönüşümünün olması. Yani doğaya zarar vermiyor olması. Önümüzdeki yıllarda da dünyada kullanılan en önemli stratejik madde olacak.” dedi
Haber Merkezi
VİDEO GALERİ
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024SİYASET
12 Aralık 2024SİYASET
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024DİĞER HABERLER
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.