DOLAR 41,6130 0,23%
EURO 48,7913 0,44%
ALTIN 5.171,030,26
BITCOIN 49990991,22%
Adıyaman
22°

AÇIK

02:00

İMSAK Vakti

KAMİL MÜRŞİD OLMAYANLAR DÜŞÜN YAKAMIZDAN

KAMİL MÜRŞİD OLMAYANLAR DÜŞÜN YAKAMIZDAN

Sevgili takipçilerimiz ve okuyucularımız size öncelikle gerçek bir olayı anlatacağım ve ondan sonra yazıma geçeceğim inşaallah

ABONE OL
24 Ağustos 2025 18:20
KAMİL MÜRŞİD OLMAYANLAR DÜŞÜN YAKAMIZDAN
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Sevgili takipçilerimiz ve okuyucularımız size öncelikle gerçek bir olayı anlatacağım ve ondan sonra yazıma geçeceğim inşaallah

Gavs-ı Bilvanisi hazretlerinin (k.s.) Siirt vilayeti,

Kozluk kazası,

Gadir köyünde ikamet ettiği yıllarda.

Dergaha bir grup insan gelir

İçlerinde Abdülcelil isminde biri vardır.

Kozluk’ta kunduracılık yaparmış.

Eskiden eşkıyanın reisiymiş.

Şöyle anlatır Rabbim beni Gavs-ı Bilvanisi hazretleri (k.s.) ile karşılaştırdı.

Tövbe ettim.

Ondan sonra da kunduracılığa başladım.

Kozluk’ta da Seyda ismiyle tanınan bir hoca efendi vardı.

Doğuda büyük alimlere Seyda derler.

Seyda bana iki çift kundura ısmarladı.

Yakında bir düğünü olduğunu söyledi.

Kunduraları düğüne kadar yetiştirmemi istiyordu.

Biz de o pazar günü Gavs hazretlerine gitmek için minibüsü kiralamıştık.

Seyda gelerek bana nereye gideceğimizi sordu.

Olup biteni kendisine anlattım.

Bana verilmiş bir sözün var, bu iki çift kunduramı yetiştirmen gerekiyor, dedi.

Yetiştireceğim ama benim de bir şartım var.

Nedir o dedi.

Sende bizimle geleleceksin

Sözüm söz, ben de o zaman kunduralarını tam zamanında yetiştiririm, dedim.

Seyda kabul etti.

Birlikte minibüse bindik.

Gadir köyüne geldik.

Sabah Vaktiydi.

Bulunduğumuz yere hane-i saadetten, tepside bal, peynir ve yoğurt geldi.

Tepsiyi ortaya koyduk.

Seyda sordu…

Abdülcelil, senin şeyhin her zaman bal ikram eder mi ?

Hayır, şimdiye kadar hiç rastlamadım.

İlk defa bugün görüyorum !

Bu yiyeceklerin hangisi senin, hangisi benim ?

Sen hocasın, alimsin.

Bal da senin peynir de.

 

Benim gibi bir dervişe yoğurt düşse gerek, dedim.

Derken kahvaltı yaptık.

Sonra

Gavs hazretleri yemek yenilen divana geldi.

 

Sohbete başladı.

Hoca efendiye şöyle hitap etti.

Seyda bak dedi.

Şu dut ağacının yaprağı bu kadar büyük, meyvesi ise bu kadar küçük !

 

Allah meyveyi yaprak kadar, yaprağı da meyve kadar yapsaydı ne olurdu ?

Ne dersin, dedi.

Seyda…

Hikmet-i Huda…

Allah’ın hikmetinden sual olmaz.

Aynı soruyu bir daha sordu.

Sonra şöyle dedi…

Bir adam, bu ağacın meyvesinden daha kaliteli bir dut fidesi getirse ve bir çiftçi de bu fideyi o ağaca aşılasa ve o aşı da tutsa, ne olur ?

Aşılanan fidenin özelliği daha yüksek olduğuna göre, artık bu ağacın meyvesi daha büyük ve tadı da daha güzel olur.

Peki aşı yapan adam Allah’ın adetini bozmuş olur mu ?

Seyda, bu örnekleri de dinledikten sonra, kalbinde manevi ilme dair bir eksiklik olduğunu hissetti

Tasavvufa dair zihnindeki şüphelerin izale edildiğini idrak etti.

Tarikata girmeye karar verdi.

Ve Gavs – ı

Bilvanisi hazretlerini kendisine mürşit olarak kabul etti.

Hoca, şeyhle sedanın farkı nedir bilir misin ?

Tasavvufta / tarikatta şeyh olan söylediğini yapar.

Zahirde hoca / Seyda olan ise, çok söyler ama çoğu zaman da söylediğini yapmaz.

Bu örneği verdikten sonra öncelikle geçmiş zaman içerisinde tarikatlarımızın şeyhleri olarak bildiğimiz Allah dostları olduğuna inanmak

İslam’a hizmet ettiğinde inanmak istediğim bazı zatı muhterem insanlar ahirete intikal etti ve öldü kendilerine Allah tan Rahmet diliyorum.

Yani bazı hocaların dediği gibi değilmiş onlarda vakit tamam oldu mu ölüyorlarmış yok efendim Mahmut efendi hazretlerine Azrail gelmişte ruhuna almaya geldim demişte yok Mahmut efendi hazretleri de ben şimdi hazır değilim daha çok işim var demişte Azrail meleği de Allah Celle Celaluhuna sormuş

Allah Celle Celaluhu da demiş ki o zaman bırak ruhuna alma demiş ve Azrail işini yapmadan çekip gitmiş maalesef bu yalanı anlatan hoca efendinin bu ülkede binlerce müritleri var biliyor musunuz?

Kendilerinin Allah dostları olduğuna kalben inanmak istediğim bu muhterem insanlar öldükten sonra ne oldu peki ona bir bakalım.

Benim bildiğim bir Allah dostu ölmeden önce kendi soyundan olan yada olmayan bir zatı tarikat ehli olarak yetiştirir ve ölmeden vasiyet eder kendisi öldükten sonra onu Allah yolunda verilmesi gereken hizmetlerin aksamaması için görevlendirdiğini o vasiyette beyan etmesi gerekir

Bizde ise iş çığırından çıktı adeta bu hizmeti devralması gereken kişilerin sayısı arttıkça arttı mal mülk bölünmesinde sorun ve sıkıntılar ayyuka yükseldi.

Buda benim aklıma iki soruyu getirdi Birinci soru:
Allah yolunun yolcusu ise ölenler neden servet biriktir de arkasında kalanlar bu servet için bir birini yiyecek hale geldi.

İkincisi:
Geride kalan bu zerzevatları Allah yolunda hizmet için yetiştirdiyseler bunlar nasıl birbirine serveti bölüşmek için girdiler ki o servetin zaten Allah yolunda harcanması gerekmiyor muydu?

Demek ki büyük bir sıkıntı var maalesef

Servet biriktirmemesi gerekirken birileri biriktirdi

Sözde Allah’ın dostu olması gereken yetiştirilenlerde birbirine girdi.

Sevgili takipçilerimiz ve değerli Müslüman kardeşlerim ben hep şunu sorgulamışımdır.

Bir hoca kurs veya tekke açıyor ya bizde buraya yardım ediyoruz Allah rızası için Peki bu zatın geçimini sağlaması için bir maaş alması gerekiyor mu evet gerekiyor.

Bu maaş nasıl belirleniyor ve kim belirliyor bunu?

Eğer benim burada belirttiğim gibi sadece geçimini sağlamak için bir maaş belirleniyor ve bu hoca yada şeyh yada Seyda bu maaşı alıyorsa bu kadar servet nasıl elde edilebilir bu kadar para pul nasıl biriktirilebilir.

Yolu ALLAH yolu olan insanın Gazze de insanlar açlıktan ölürken eşinin ve kendisinin altında nasıl en lüks araba olabilir?

Olan müptezeller bu ülkenin otomobili üretildi TOGG’a binmek varken neden gavurun milyonlarca liralık lüks arabasına binersiniz?

İş adamı olsanız tamam diyeceğim de olan bizim bağışlarımızla Allah yolunda hizmet etmeniz ve sadece geçinmeniz gerekirken bu şatafatlı hayatlar nedir

Siz hocamınsınız? Yoksa holding yöneticisi mi?

Olan siz bu dine hizmet mi ediyorsunuz yoksa zarar mı veriyorsunuz

Yetiştirdiğiniz en büyük sözde âlim hoca Azrail görevini yapmadan geri gitti diyor ve Cehennem melekleri gelip bir adamı Cehenneme götürmek için alırlarsa ve bu adan derse ki ben bizim tarikatın Halidiye kulundanım dese bırakır ve götürmezler diyorsa biz sizin İslam dinine ve Kur’an a hizmet ehli insanlar yetiştiğinize nasıl inanalım.

Aklınızı başınıza alın artık bu ülkenin gerçek din alimleri ve Müslümanlara en çok bu dönemde ihtiyacı var

Çünkü siyaset dine hizmet etmiyor Siyasetçiler dini kullanıyor adam Yasin’i Şerif okuyor bir cenazede amma İstanbul un yarısını götürmüş neredeyse

İsrail in kurduğu İslam üniversitesinde mi yetiştiniz onların tezgahından mı geldiniz
İslam dinine zarar veriyorsunuz demeyeceğim çünkü Allah kitabı Kur’an’ı kuruyacağını ayeti kerimesinde ifade etmiştir.

Hicr Süresi 9.Ayetinde:
Şüphe yok ki, o Kur’an’ı Biz indirdik. Biz; her halde onu muhafaza da edeceğiz!

Demiştir Allah Celle Celaluhu bu açık beyanı varken İslam’a zarar veremezsiniz lakin İslam dininin gereği olan gerçek hükümlerini öğrenemeyen biz cahilleri Allah’ın yolundan ettiniz.

Artık yeter düşün yakamızdan uzak durun dinimizden.

Gerçekten alim ve Allah dostları olan hocalarımızı tenzih ediyor saygı ve hürmetlerimi sunuyorum

Gönül İnsanı olma yolcusu

Ramazan ÖZELMİŞ

Şair ve yazar

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r-tüm-haberler-bilesen
300x250r-tüm-haberler-bilesen-2