21 Ekim 2023 Cumartesi
İşgal Gazze'de soykırımını sürdürüyor, şehit sayısı 4 bin 385'e yükseldi
HER YAŞAM DENEYİMİ BİZLERİN AKIL YOLUNA IŞIKTIR
Hırsızlık şüphelisi mahkemece tutuklandı
ALKAYIŞ VE YAKLAŞAN SEÇİMLER
Gölbaşı’nda 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkusu
GÖLGE SAVAŞLARI- DEPREMLER, YANGINLAR, FELAKETLER
Bu Siyonistlere bir başkaldırmalısın
Kudüs senin kutsalın elbette haklısın
Mescidi Aksa’ma el koymuş katil İsrail
Anne babalar öldürülüyor be bebekler yetim
Bir kalk ayağa hesap sor deki nedir niyetin
Kaç yıl daha sürecek bu esaretin
Gazze’yi ablukaya aldı bu katil İsrail
On dört Mayıs bin dokuz yüz kırk sekizden beri
Bu zulüm bitmiyor, git gide gidiyor ileri
Burası ilk kabemiz ve Müslümanların yeri
Kardeşlerimizi bitirip yok ediyor katil İsrail
Ne Tevrat’a uyuyorlar ne insanlığa
Bir dur diyen çıkmayacak mı bu haksızlığa
Sarılın Allah’ın dinine dur deyin şu insafsızlığa
Çocuklarımızı öldürüyor şu katil İsrail
Birleşmiş Milletler yok birleşmiş Müslümanlar lazım
Zulüme uğramak sakın deme benim alın yazım
Feda olsun İslam’a demedikçe oğlumla kızım
Ciğerlerimize kan dolduracak bu katil İsrail
Batı Şeria ve Ramallah işgal edilmiş
Sınırlarını kapatmışlar irtibatlar kesilmiş
Filistin’im Siyonistlere peşkeş çekilmiş
Cezasını elimizden bulmayacak mı bu katil İsrail
Savaş seğilki bu zalimler zulüm ediyor
Hastane bombalıyor insanları hep katlediyor
Dünya bu vahşeti nedense hep seyrediyor
Şımartılıp destekleniyor her daim katil İsrail.
Canlarımıza kastediyor bu Emperyalist köpekler,
Müslümanların sesi çıkmıyor bilmem ki Ebabil mi bekler.
Hani nerede Müslüman ülkelerinin başındaki sözde liderler,
Yok, mu bir Selahattin Eyyubi’ ki bitsin bu katil İsrail,
Yahudi Siyonistler insan haklarından anlamaz
Müslümanlar sustukça da bu zulüm durmaz
Özelmiş derki bu yaptıkların yanına kalmaz
Bir gün yok olacaksın katil İsrail
Şair Ramazan Özelmiş
(Birincisi bu darbe girişimi iki kısımdan ibaret idi)
Mesele bu girişimden sonra Türkiye de kafalara yerleşmiş olan FETÖ’ CIA’nin maşası tespiti çok yanlıştır.
Çünkü FETÖ CIA’nin ta kendisidir.
Maşası olmakla ta kendisi olmak ayrı şeylerdir.
FETÖ, Türkiye’deki dini ve sağ dinamiği devşirmek ve kontrol etmek için CIA’nin inançlar masasında üretilmiştir.
CIA’nin her ülkede böyle birkaç dini yapısı vardır zaten en sumut örnek Irak devlet başkanı Sn. Saddam Hüseyin in yaşadıklarıdır 15 Temmuz sonrasında FETÖ TSK’dan hızla temizlendi.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Joseph Votel bu temizlik için ‘’ABD ordusu, TSK içindeki yakın müttefiklerini kaybetti. Gelecekteki ilişkilerimiz adına endişeliyim’’ demişi.
NATO ve ABD Türkiye’de göz, el ve ayağını kaybetti. ‘’Müttefiklerimiz tutuklandı’’ diyerek FETÖ’cü askerlere düzenlenen operasyonları eleştiren ABD’li General Votel aynı zamanda Kobani’yede giderek,
PKK’nın Suriye uzantısı YPG’yi ziyaret edip destek vermişti.
Zaten FETÖ-PKK-PYD aynı konsepte hizmet ederler.
FETÖ dibi örgütlerin en tehlikeli bölümü en alt kısmıdır. Tabanda her birine ayrı bir GÖREV-PROGRAM verilmiştir.
Nerede bulunurlarsa tek tek görevlerini yerine getirirler.
Gelen emre uyacak şekilde yetiştirilmişlerdir.
Tabanı kilitleyip etkisiz hale getirmeden FETÖ nün Türkiye ye olan operasyonlarını kesinlikle engelleyemezsiniz FETÖ’nün tabanı direkt CIA masasından yönetilir.
Tabanın nasıl yönlendirileceğini CIA ajanı Henri Barkey ve Graham Fuller belirlemişlerdir.
Tabanın yapacağı tüm algı, propaganda ve faaliyet CIA tarafından koordine edildi Çünkü taban dolaylı yoldan direkt CIA’ye bağlıdır.
Fakat bunu anlamayanlar var.
FETÖ, kendisine olası bir operasyona karşı yıllar önceden yedek gençlik hareketi, yedek vakıf, cemaat, dernek ve yedek medya hazırlamış.
Yani paralelin de paraleli ülkemizde hala görevleri başındalardır.
Ve bunlar FETÖ ile hiç bağlantısı yokmuş gibi ayarlanmıştır.
Çıplak gözle FETÖ’cü olduğunu anlayamazsınız. FETÖ’nün yedek yapılarıdır.
Hepsi aktif haldedir.
FETÖ topluma tam etki edebilmek için ünlüler kadrosu bile oluşturdu.
Müzik, spor ve sanat alanlarının içine sokup meşhur etti.
Bazısı biliniyor, bazısı ise gizli ve hala bilinmiyor.
FETÖ’cü olduğunu öğrensek ‘’yuh bu da mı?’’ diyebiliriz. Sanat- spor ve müzik alanını kontrol eden, algıyı etkiler.
FETÖ’nün elinde montaj ve gerçek dev bir kaset ve belge arşivi vardır.
Bu dev arşiv Pensilvanya’ya taşındı.
Şu an bunları etkili bir şekilde hâlâ kullanıyorlar.
Bazı siyasetçi ve bürokratlar bu sebeple FETÖ’ye istemeyerek de olsa itaat etmektedir. FETÖ, onların eliyle Türkiye ye operasyon çekmektedir.
Apaçık! Şunu da unutmayınız, başta ABD olmak üzere emperyalist güçler ülkelerde pek partilere bel bağlamazlar.
Derin yapılara bel bağlarlar derin yapılar sadece partileri bir süreç içerisinde kullanır.
Partiler tarihin çöplüğüne karışıp giderken Derin yapılar hep kalır.
İşte FETÖ de bunlardandır.
Bu sefer bu Derin yapıya bir nebze de olsa darbe vurulunca.
Bu, ABD ve Avrupalı güçler için çok kötü ve moral bozucu bir durum oldu.
Çok ilginçtir, Dikkat ediniz mi?
FETÖ laikliğe karşıdır.
Fakat bu onun Küresel güçlerle arasındaki sıkı siyasi münasebetleri hiç etkilememektedir.
FETÖ şu an ABD koruması altında bulunmaktadır. Kurmay kadrolarını Batıya götürdü. Liderleri sağ fakat Türkiye’de muhtemel bir iktidar değişikliğini darbe ihtimali ile yapması çok düşük.
Neden mi? Yedi yıl boyunca ülkemizde toplum nezdinde güvenini yitirdi, aldığı desteği ve meşruiyetini kaybetti.
Kendi memleketi olan Erzurum’da bile çöktü. Dolayısıyla bir daha tekrar yeni baştan toparlanması, yapılanması ve dirilmesi artık çok zor ve zaman alır fakat!!
(NATO ile ikinci kısmı var)
15 Temmuz’da (2016), dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Moskova’da meslektaşı Lavrov ile toplantıdaydı.
Neden se birdenbire aniden toplantıdan ayrıldı!
ABD Büyükelçiliğine geçti ve dört saat boyunca orada kaldı.
Pentagon ve Beyaz Saray’la haberleşti Toplantıya geri döndüğünde “Mekanizma harekete geçti. Erdoğan artık gidici!” dedi!
Yani artık CIA sahadaydı. Adana’daki İncirlik Üssü, FETÖ’nün darbe kalkışmasına “yardım ve yataklık” yaptı.
O gece, onlarca CIA ajanı FETÖ’nün “Yurtta Sulh” Cuntası ile birlikte hareket etti.
Papaz Andrew Craig Brunson (1969, ABD) bu ajanların lokomotif ismiydi!
Trump, Başkanlık seçimi kampanyası sürerken, bir gün twitter’da “CIA’in Türkiye’deki darbeye yardım ettiğini” yazmıştı; ancak CIA’in uyarısıyla bu satırlar aniden silindi!
ABD’nin eski Dışişleri Bakanlarından Colin Powell’ın Özel Kalem Müdürlüğünü yapan Lawrence Wilkinson…
“CIA Direktörü John Brennan’ın darbe girişiminde büyük rolü olduğunu” söyledi!
John Brennan Mart 2013’ten Ocak 2017’ye kadar CIA’in başındaydı.
Obama ile ikinci başkanlık döneminde çalıştı.
O dönemin Başkan Yardımcısı ise Joe Biden’dı.
ABD Derin Devleti’nin mutemet kilit adamı olan mevcut ABD Başkanı Biden, 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünün Washington’daki organizasyonunda olayın tam içindeydi!
Emektar CIA mensubu Graham Fuller’ın yetiştirdiği Henri Barkey 15 Temmuz günü, Büyükada’daki Splendid Otel’de 17 kişiyle toplantı yapmıştı ve Otelden ayrılırken, resepsiyona üzerinde “Pensilvanya” yazılı olan bir “çan” bırakmıştı!
Eğer ABD/NATO/FETÖ üçlüsü, darbeyi başarsaydı; Gizli Kardinal Fetullah Gülen haini birkaç gün sonra Türkiye’ye getirilecek ve Ankara İncek’te bulunan Akın İpek’e ait olan Beyaz Saray’da ikamet edecekti!
Ülkemiz ABD tarafından işgal edilecek O günden sonra orta doğu ve dünyadaki birçok projelerine çomak sokan Türkiye’yi artık onlar yönetecekti istedikleri gibi olmamıştı.
İşte bu gün o zaman bunları başaramadıkları için Türkiye ye Finansal savaş açıp operasyonlar yapılmakta kamuda, bürokraside görev yapan, çalışan ve bunların ellerinde kasetleri olan görevliler üzerinden de ülkede finansal operasyonların etkisi halka ciddi anlamda hissettirilmekte devlet görevini yapmıyor havası yaratılıp bunların maşası olan TÜSİAD a bağlı iş adamları tarafından da bir gıda terörü yaşatılmaktadır.
Ayrıca ana gıda maddelerinin tedarik zincirlerine büyük baskılar yapılarak fiyatların ikide bir yükseltilip alım gücünün zayıflanmasını ve halkın bu nedenle ayaklanıp bir iç savaş çıkartması bunlarında bu fırsattan istifade ederek yeniden Türkiye de yetki sahibi olup eskisi gibi etkili olmaları hedeflenmektedir.
15 Temmuz da darbe yapamayanlar bunu bu gün ellerinde bulundurdukları para gücü ile yapmak için her türlü entrikaya başvurmaktadır.
O nedenle sevgili halkımızdan istirhamım şudur siyasi görüşünüz ne olursa olsun ortak paydanız vatan olsun-,ki bu hainlere asla fırsat vermeyelim..
Saygılarımla:
Şair Ramazan Özelmiş
Sevgili dostlar 15 Temmuz darbe girişimi 2016 da oldu da başarılı olmadıkları için bitmedi ve bitmeyecekte Öncelikle bu darbe girişiminin içeriği hakkındaki ana kaynağından alınan bilgileri tekrar gözden geçirmek lazım!
(Birinicisi bu darbe girişimi iki kısımdan ibaret idi)
Mesele bu girişimden sonra Türkiye de kafalara yerleşmiş olan FETÖ’ CIA’nin maşası tespiti çok yanlıştır.
Çünkü FETÖ CIA’nin ta kendisidr.
Maşası olmakla ta kendisi olmak ayrı şeylerdir.
FETÖ, Türkiye’deki dini ve sağ dinamiği devşirmek ve kontrol etmek için CIA’nin inançlar masasında üretilmiştir.
CIA’nin her ülkede böyle birkaç dini yapısı vardır zaten en sumut örnek Irak devlet başkanı
Sn Saddam Hüseyin in yaşadıklarıdır 15 Temmuz sonrasında FETÖ TSK’dan hızla temizlendi.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Joseph Votel bu temizlik için ‘’ABD ordusu, TSK içindeki yakın müttefiklerini kaybetti. Gelecekteki ilişkilerimiz adına endişeliyim’’ demişi.
NATO ve ABD Türkiye’de göz, el ve ayağını kaybetti. ‘’Müttefiklerimiz tutuklandı’’ diyerek FETÖ’cü askerlere düzenlenen operasyonları eleştiren ABD’li General Votel aynı zamanda Kobani’yede giderek, PKK’nın Suriye uzantısı YPG’yi ziyaret edip destek vermişti.
Zaten FETÖ-PKK-PYD aynı konsepte hizmet ederler.
FETÖ dibi örgütlerin en tehlikeli bölümü en alt kısmıdır. Tabanda her birine ayrı bir GÖREV-PROGRAM verilmiştir.
Nerede bulunurlarsa tek tek görevlerini yerine getirirler.
Gelen emre uyacak şekilde yetiştirilmişlerdir.
Tabanı kilitleyip etkisiz hale getirmeden FETÖ nün Türkiye ye olan operasyonlarını kesinlikle engelleyemezsiniz FETÖ’nün tabanı direkt CIA masasından yönetilir.
Tabanın nasıl yönlendirileceğini CIA ajanı Henri Barkey ve Graham Fuller belirlemişlerdir.
Tabanın yapacağı tüm algı, propaganda ve faaliyet CIA tarafından koordine edildi Çünkü taban dolaylı yoldan direkt CIA’ye bağlıdır.
Fakat bunu anlamayanlar var.
FETÖ, kendisine olası bir operasyona karşı yıllar önceden yedek gençlik hareketi, yedek vakıf, cemaat, dernek ve yedek medya hazırlamış.
Yani paralelin de paraleli ülkemizde hala görevleri başındalardır.
Ve bunlar FETÖ ile hiç bağlantısı yokmuş gibi ayarlanmıştır.
Çıplak gözle FETÖ’cü olduğunu anlayamazsınız. FETÖ’nün yedek yapılarıdır.
Hepsi aktif haldedir.
FETÖ topluma tam etki edebilmek için ünlüler kadrosu bile oluşturdu.
Müzik, spor ve sanat alanlarının içine sokup meşhur etti.
Bazısı biliniyor, bazısı ise gizli ve hala bilinmiyor.
FETÖ’cü olduğunu öğrensek ‘’yuh bu da mı?’’ diyebiliriz.
Sanat- spor ve müzik alanını kontrol eden, algıyı etkiler.
FETÖ’nün elinde montaj ve gerçek dev bir kaset ve belge arşivi vardır.
Bu dev arşiv Pensilvanya ’ya taşındı.
Şu an bunları etkili bir şekilde hâlâ kullanıyorlar.
Bazı siyasetçi ve bürokratlar bu sebeple FETÖ’ye istemeyerek de olsa itaat etmektedir.
FETÖ, onların eliyle Türkiye ye operasyon çekmektedir.
Apaçık! Şunu da unutmayınız, başta ABD olmak üzere emperyalist güçler ülkelerde pek partilere bel bağlamazlar.
Derin yapılara bel bağlarlar derin yapılar sadece partileri bir süreç içerisinde kullanır.
Partiler tarihin çöplüğüne karışıp giderken derin yapılar hep kalır.
İşte FETÖ de bunlardandır.
Bu sefer bu Derin yapıya bir nebze de olsa darbe vurulunca.
Bu, ABD ve Avrupalı güçler için çok kötü ve moral bozucu bir durum oldu.
Çok ilginçtir, Dikkat ediniz mi? FETÖ laikliğe karşıdır.
Fakat bu onun Küresel güçlerle arasındaki sıkı siyasi münasebetleri hiç etkilememektedir.
FETÖ şu an ABD koruması altında bulunmaktadır. Kurmay kadrolarını Batıya götürdü. Liderleri sağ fakat Türkiye’de muhtemel bir iktidar değişikliğini darbe ihtimali ile yapması çok düşük.
Neden mi? Yedi yıl boyunca ülkemizde toplum nezdinde güvenini yitirdi, aldığı desteği ve meşruiyetini kaybetti.
Kendi memleketi olan Erzurum’da bile çöktü. Dolayısıyla bir daha tekrar yeni baştan toparlanması, yapılanması ve dirilmesi artık çok zor ve zaman alır fakat!!
(NATO ile ikinci kısmı var)
15 Temmuz’da (2016), dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Moskova’da meslektaşı Lavrov ile toplantıdaydı.
Neden se birdenbire aniden toplantıdan ayrıldı!
ABD Büyükelçiliğine geçti ve dört saat boyunca orada kaldı.
Pentagon ve Beyaz Saray’la haberleşti Toplantıya geri döndüğünde “Mekanizma harekete geçti. Erdoğan artık gidici!” dedi!
Yani artık CIA sahadaydı. Adana’daki İncirlik Üssü, FETÖ’nün darbe kalkışmasına “yardım ve yataklık” yaptı.
O gece, onlarca CIA ajanı FETÖ’nün “Yurtta Sulh” Cuntası ile birlikte hareket etti.
Papaz Andrew Craig Brunson (1969, ABD) bu ajanların lokomotif ismiydi!
Trump, Başkanlık seçimi kampanyası sürerken, bir gün twitter’da “CIA’in Türkiye’deki darbeye yardım ettiğini” yazmıştı; ancak CIA’in uyarısıyla bu satırlar aniden silindi!
ABD’nin eski Dışişleri Bakanlarından Colin Powell’ın Özel Kalem Müdürlüğünü yapan Lawrence Wilkinson…
“CIA Direktörü John Brennan’ın darbe girişiminde büyük rolü olduğunu” söyledi!
John Brennan Mart 2013’ten Ocak 2017’ye kadar CIA’in başındaydı.
Obama ile ikinci başkanlık döneminde çalıştı.
O dönemin Başkan Yardımcısı ise Joe Biden’dı.
ABD Derin Devleti’nin mutemet kilit adamı olan mevcut ABD Başkanı Biden, 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünün Washington’daki organizasyonunda olayın tam içindeydi!
Emektar CIA mensubu Graham Fuller’ın yetiştirdiği Henri Barkey 15 Temmuz günü, Büyükada’daki Splendid Otel’de 17 kişiyle toplantı yapmıştı ve Otelden ayrılırken, resepsiyona üzerinde “Pensilvanya” yazılı olan bir “çan” bırakmıştı!
Eğer ABD/NATO/FETÖ üçlüsü, darbeyi başarsaydı; Gizli Kardinal Fetullah Gülen haini birkaç gün sonra Türkiye’ye getirilecek ve Ankara İncek’te buluna Akın İpek’e ait olan Beyaz Saray’da ikamet edecekti!
Ülkemiz ABD tarafından işgal edilecek O günden sonra orta doğu ve dünyadaki birçok projelerine çomak sokan Türkiye’yi artık onlar yönetecekti istedikleri gibi olmamıştı.
İşte bu gün o zaman bunları başaramadıkları için Türkiye ye Finansal savaş açıp operasyonlar yapılmakta kamuda, bürokraside görev yapan, çalışan ve bunların ellerinde kasetleri olan görevliler üzerinden de ülkede finansal operasyonların etkisi halka ciddi anlamda hissettirilmekte devlet görevini yapmıyor havası yaratılıp bunların maşası olan TÜSİAD a bağlı iş adamları tarafından da bir gıda terörü yaşatılmaktadır. Ayrıca ana gıda maddelerinin tedarik zincirlerine büyük baskılar yapılarak fiyatların ikide bir yükseltilip alım gücünün zayıflanmasını ve halkın bu nedenle ayaklanıp bir iç savaş çıkartması bunlarında bu fırsattan istifade ederek yeniden Türkiye de yetki sahibi olup eskisi gibi etkili olmaları hedeflenmektedir.
15 Temmuz da darbe yapamayanlar bunu bu gün ellerinde bulundurdukları para gücü ile yapmak için her türlü entrikaya başvurmaktadır.
O nedenle sevgili halkımızdan istirhamım şudur siyasi görüşünüz ne olursa olsun ortak paydanız vatan olsun-,ki bu hainlere asla fırsat vermeyelim..
Saygılarımla:
Şair Ramazan Özelmiş
Güçlü Müslüman liderlerin sevilmediği bir dünyada dünyaya bir zamanlar hükmetmiş Osmanlı’nın torunları olan Türkiye ülkesinde ülkeyi bölmek ve parçalamak isteyen hainlere bu ülkede bir mermi dahi ürettirmeyen ve her daim başkalarına milli savunma alanında gebe olsun diye çaba gösteren tankını, tüfeğini, tüm muharebe silahlarını ve onların mühimmatlarını hatta tanklarının helikopterlerinin ve uçaklarının bakım ve onarımını bizim evlatlarımız yapamaz diyen zihniyete karşı Siha, İHA, helikopter, tank, zırhlı araç ve hatta çok yakında insansız savaş uçağı yapılacak deyip deneme uçuşlarını sorunsuz yapmayı başararak bunların çoğusun ’un seri üretimini yapıp ihraç ederek kafalarını bulandırıp sarstınız o küçük dünyalarını birilerinin.
Türkiye bayrağından hoşlanmayan, milli olan herkese ve her şeye düşman bir kesimin canını sıktınız.
Bu ülkenin dahi birçok yerinde dalgalandırılmasına izin verilmeyen Türkiye bayrağını dünyada birçok yerde dalgalandırarak…
Seçme ve seçilme yaşını düşürerek, gençlere güvenerek, Teknofestler düzenleyip yeni nesil gençlerimizi ve mühendislerimize güvenip sahaya çıkararak!
Bilim ve teknolojide dünyada söz sahibi gerekiyor onun için bütçeden projelere büyük destekler vererek…
Onlar “Dünyada Türkler Osmanlı ile üç kıtaya hükmettiler ama şuanda bunları dinden uzaklaştırdık, teknolojilerini de biz üretip veriyoruz yazılımları bize ait bizlere karşı kullanamazlar” diyorlar. Onun için bu Türkiye’nin yapabileceklerinin sınırlı olduğunu düşünenleri tam aksi yönde düşünmeye mecbur bırakarak tedirgin ettiniz!
Her Birleşmiş Milletler toplantısında iki kelime konuşturulmayan Cumhurbaşkanımızın, devlet temsilcilerimizin aksine rahat halinizle dilimizde uzun konuşmalar yapıp dünyayı yönetmek için daimi üyelik gibi saçma sapan bir yapıyla kurulan ve öyle devam eden Birleşmiş Milletler Kurulu’na dünya beşten büyüktür deyip birilerine aba altından sopa gösterip kafa tutarak, mazlumların hakkını savunmanız bütün emperyalist devletleri ve Yahudi para baronlarını rahatsız etti sanki!
Ama onlara bakmayın biz sizi çok sevdik, çok da onurlandık.
Hele birde Davos’ta
Van Minıt
Van Minıt
“One Minute” diyerek Katil İsrail’in Cumhurbaşkanına haddini bildirmeniz biz milyonlarca vatanseveri ve milyarlarca Müslümanı çok mutlu etmiş olsa da milyarlarca da İslam ve Türkiye düşmanını rahatsız ettiniz bunları yaparak.
Gözlerimizdeki ışığı, yüzümüzdeki gülümsemeyi, kollarımızdaki gücü millet olarak iliklerimize kadar hissettik, eşlik ettik bazen sevincinize bazen de üzüntünüze.
İlk iki döneminizde görmezden gelinen başarılarınız, liradan altı sıfır atmanız bununla da kalmayıp paramıza değer kazandırmanız bizleri ve sınırlarımızın dışındaki her Türkiye vatandaşını mutlu etmiştir ama siz sınırı da aştınız belki ve birilerine göre haddinizi de aştınız yani bunları yaparak onlara göre yanlış yaptınız biz vatansever halka açık görede doğruydu yaptığınız. Reisim yalnız eksik bırakarak şimdi bize yanlış yapar oldunuz neden mi?
Onlara size diktatör diyordu siz bu faiz lobisine karşı diktatör olmadınız. Onlar size tek adam rejimi yani dikta rejimi diyordu lakin siz bu fahiş fiyat artışı yapanlara, stokçulara, meyve sebze fiyatı artsın diye o güzelim nimetleri denize, derelere dağ başlarına dökenlere bir diktatörlük yapıp karışmadınız. Para cezası kestiniz marketler bizden çıkardı o paraları fiyatlara anında zamlar yaparak lakin kilit vurabilirdiniz kapılarına sahiplerine ömür boyu ticaretten men ve ağırlaştırılmış hapis verebilirdiniz yapmadınız.
Olan hiç bir zaman zengine olmuyor bu ülkede hep size oy veren sıradan orta halli ailelerin sıradan çocuklarına oldu, arkasında nüfuzlu birilerinin varlığı ile bu ülkede birileri kazandı lakin bileğinin gücüyle alın teriyle kazananalar hep çileye mahkûm oldu. Askari ücreti 11402 TL yaptınız ama bir kirayı 10 bin TL yapanlar aldı elimizden bu sefer gerçekten bunlara haddini bildirmeyerek yanlışı bize yaptınız reisim sınırı aştınız!
Beşikteki bebeğin, mamasına göz diken hatta ve hatta size oy verdiği için küfredilen, çadırlardan, Konaklama yerlerinden atılan depremzedelere bunları yapanlara diktatörlük yapmadığınız için kanaatimce yanlış yaptınız ve geçmiş belediye seçimlerinde bu yanlışlar hasebiyle sabrımızın sınırını bilmeyerek te olsa aştınız!
Meşhur Uygur atasözünde olduğu gibi “bir eliyle beşiği, diğer eliyle dünyayı sallayan” annelerimizin duaları ve bizim çabalarımızla beş dönemdir kazandınız artık silkelenip bu hainler bir dur demenin vaktidir. Reis yoksa 2023 hedefinizi şaşırtanlar torunlarımız için umut olan 2071 hedefimizi de bu günden şaşırtacaklar maalesef Turgut Özal’ın ANAP’ı gibi sizinde Ak Partiniz tarihin çöplüğüne gömülecek. Lütfen lütfen lütfen artık bu yanlışlara bir dur de!
Halka yani bu ülkenin can damarı olan bizlere yanlış yapma Reis. Saygılarımla:
Şair Ramazan Özelmiş
Ülkemizde seçim bitti Elhamdülillah en azından biraz muhafazakar olan bir lideri yeniden seçtik amma dünyadaki bütün Emperyalist güçler istedikleri kişi ve kişileri Türkiye de başa getiremedikleri için PKK ve FETO terör örgütünün istediği olmadığı için İçerdeki TÜSİAD üyelerinin içinde Yahudi para baronlarının emrinde olanların ve onlar dışında yine bu para baronlarıyla ortaklıkları olan iş adamları STK başkanları ve siyasetçiler devreye sokuldu dışardan ise döviz ve petrol üzerinden bunlara destek verilerek ülkenin resmen kaos ve iç savaşa doğru gitmesi ve seçimde yenemediklerini bu yolla devirmenin yolları aranmaya başlandı.
Biz sözde Müslüman olan halk ise bu ekonomik şartalardı yaşamak çok zor deyip onlara adeta destek verir dereceye geldik, yâda getirildik.
Dışarda yani dünyada neler oluyor diye şimdi hiç bakmaz olduk vicdan değil cüzdanımızın derdine düştük.
Allah Celle Celaluhu Ali İmran suresi 19 ayeti Kerimesinde”
İnneddine İndallahil İslam “Koşkusuz Allah indinde hak din İslam diye buyururken biz Allah katında kitabının bozulmayacağı, ayetler ile sabit olan hükmü kalkmayacak ve kıyamete kadar hükmü sürecek olan tek kutsal din olan İslam dinimizi ekonomik şartlara sattık ve dışarda dinimize olan saldırıları görmemezlikten gelip ve onu yapanların adeta yanlarında yer aldık o dinin Peygamberine ve mensubu olan bizlere rehberi olan Kur’an umrumuzda olmaz oldu. Defalarca peygamberimize küfredildi kitabımıza gözümüzün önünde yapılanları kör gözlerimizle izledik sanki
Sanki sıradan bir olaymış gibi Kur’an-ı Kerim gene yakılmak istendi
Aynı (Irak kökenli) kişi tarafından Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim yakılmak istendi.
Fakat görülüyor ki, yine hiç ses ve tepki yok, artık bu çirkin eylemlere dünya kamuoyu da nasılsa alıştı… Gene alışagelmiş cılız kınamalar ve boş yorumlarla durumu geçiştirmekle kalmış oldular.
Geçenlerde İzmir’de yaşanan başörtüsüne yapılan iğrenç saldırı karşısında toplum tarafından bir tepki geldi mi? Gelmedi, gelmeyecektir de…
Peki, şöyle soralım,
Tevrat yakılabilir mi ve öyle bir çirkin eylem gerçekleştiğinde ne olur acaba?
Daha önce de söyledim, Tevrat asla ve hiçbir zaman yakılamaz, böyle bir eyleme dünyada hiç kimse cüret edemez. Çünkü Tevrat’ı özünden koparsalar da değiştirmiş olsalar da aynı kişilere ve adeta ülkeler arasında anlaşmalarla tam sağlam koruma altına alınmış
Ve kutsal bir dini kitap olmaktan çıkartılmış olsa da bu haliyle yine de onlara göre muhafaza edilmesi gereken bir kitaptır.
İncil için böyle bir koruma yok.
Kur’an-ı Kerimi yakan o Iraklı kâfir faraza aynı benzer eylemi Tevrat için yapamaz, o kişi daha eyleme geçmeden önce gerekli özel ajanlar tarafından öldürülüp imha edilir ve o ülke ile tüm diplomatik ilişkiler kesilir. O ülkeye çok büyük ezici yaptırımlar uygulanır ve bir daha o ülke zor ayakta kalır.
İsveç polisine farklı dinlerin kutsal kitaplarını yakmak için ikisi başkent Stockholm’de biri Helsingborg kentinde olmak üzere üç başvuru yapıldı.
İsveç kamu yayıncısı STV’nin haberine göre başvurulardan birinde Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat ile Hıristiyanların kutsal kitabı İncil’in birlikte yakılması için izin talep edildi.
Stockholm’deki caminin önünde Kuran yakmak için yapılan başvuruda “mümkün olan en kısa sürede” notuyla başvuru yapıldı. Elli’li yaşlarında bir kadının yaptığı başvuruda eyleme ilişkin saat bildirilmedi.
STV’ye konuşan kadın, geçen haftaki Kuran yakma eyleminden sonra bu eylemi kararlaştırdığını ve yalnızca kendisine ait olan başvurunun arkasında durduğunu belirtti.
Helsingborg kentinde ise otuzlu yaşlarda bir erkek on iki Temmuz günü kent meydanında Kuran yakmak için izin istedi.
Başkentteki bir diğer eylem başvurusu on beş Temmuz için yapıldı. Otuzlu yaşlarda bir erkek tarafından yapılan başvuruda İsrail’in Stockholm Büyükelçilik binası önünde hem Tevrat ve hem de İncil yakılması için izin istendi.
Başvuruyu yapan kişi, eylemin geçen haftaki Kuran-ı Kerim yakma eylemine tepki olduğunu ve “ifade özgürlüğü” adına sembolik bir toplantı olacağını ifade etti.
Fakat izin çıkmadı.
Zira izin vermeyen İsveç başına ne geleceğini çok iyi bilmektedir…
Sömürülmekte olan ve insanları eza ve cefalara, vahşete ve zulme uğratılan Müslüman ülkelerdir.
Kâfir ülkeler Müslümanların Kutsal dini kitabını da zaten kabul etmiyorlar, peygamber efendimizi de kabul etmezler. Ama İncil’e öyle bir bakışları yok.
İncil’e el basarak yemin eden ABD Başkanı Biden, ben çok büyük bir Siyonistim dedi.
Yani Tevrat’a karşı bakış açısını dünyaya böyle açıklamış oldu. Ve tüm ABD başkanları bu görüştedirler.
Dikkat! Dünyada bir milyar Müslüman olduğu ifade edilmekte. Benim kanaatime göre bu rakam çok abartılmış.
Müslümanlar manâsını öğrenmeden hafız yetiştirme ve Kur’an-ı güzel okuma yarışları düzenlerler… Fakat sıra Kur’an’a karşı işlenen müessif eylemler karşısında suskun kalmayı tercih ederler.
Bu nasıl böyle büyük bir çelişki, anlaşılır değil???
Müslümanları derhal harekete geçirecek neden büyük tedirginlik ve derin bir rahatsızlık yaşanmıyor?
Neden ve niçin Müslümanlardan bu çirkin eylemlere ‘’DUR!!!’’ diye güçlü gümbür gümbür bir seda çıkmıyor???
Korkuyorlar, tırsıyorlar, bana dokunmayan yılan istediği kadar yaşasın düşüncesiyle hareket ediyorlar. Hâlbuki onların bu korkak ve çekimser halleri kâfirleri cesaretlendiriyor.
Müslümanlarda yerleşmiş şu anlamsız şeytani düşünce onları sessiz kılmaktadır.
‘’Nasılsa kitabımızın koruyucusu Allah var, O gerekeni yapar, bu konuda bize iş düşmez’’ diyerek büyük bir rehavet ve ihanet içindeler.
“Muhakkak ki bu Kur’an’ı biz indirdik ve onu koruyacak, muhafaza edecek, devam ettirecek de biziz…”
(15/Hicr, 9).
Uçuruma götüren bu korkaklık ve rahatlık ne zamana kadar böyle devam edecektir?
Hiç mi merak edilmeyecek.
Tarihi not:
On iki kabileye ayrılmış olan Yahudiler, Süleyman aleyhi selamın vefatından sonra, iki devlete ayrıldılar.
On kabile İsrail devletini, diğer ikisi Yehuda devletini kurdular. Azgınlaşarak hak yoldan ayrılıp, taşkınlık ettiler. Gadab-ı ilahiye uğradılar. İsrail devleti
M.Ö. 721 de Asuriler, sonra da,
Yehuda devleti M.Ö. 586 da Babilliler tarafından yıkıldı.
Asuriler Babil devletini işgal etti.
587 de Asuri hükümdarı Buhtunnasr Kudüs’ü yakıp yıktı. Yahudilerin çoğunu öldürdü, kalanlarını da, Babil’e sürdü. Bu karışıklıkta gökten inen Tevrat yakıldı, yok edildi.
Bu hakiki Tevrat, çok büyüktü.
Yani, kırk cüz idi.
Her cüzde bin sure, her surede bin âyet vardı.
Bu muazzam kitabı, Üzeyir aleyhisselamdan başka kimse ezberlememişti.
Tevrat’ı Yahudilere yeniden talim etti.
Zamanla birçok yerleri unutuldu, değiştirildi. Muhtelif kimseler, hatırlarında kalan ayetlerini yazdılar, böylece Tevrat isminde çeşitli risaleler meydana geldi. Milad’tan takriben dört yüz sene evvel yaşamış olan Azra ismindeki bir haham bunları toplayarak, şimdi mevcut olan Ahd-i atik denilen
Tevrat’ı yazdı.
Yahudiler o andan itibaren tahrif olmuş olan işte bu Tevrat’a çok sağlam bir şekilde sahip çıkmaktadırlar.
Oysa hiç tahrif edilmemiş ve orijinal haliyle bize intikal etmiş yüce ve mukaddes kitabımız olan Ku’an’a Müslümanlar sahip çıkamamaktadırlar.
Kimden çekinip ve kimden korkuyorlar? Cevabını alana kadar bunu sormak lazım!!!
Bu hâl hep böyle mi devam edecektir?
Müslümanın Müslüman gibi yaşadığı bir dünya düzenine kavuşması için önce ailesinde bu düzeni sağlaması ve sonrada korkak olmadan İslamı her yerde savunması gerekir.
Allah’ın rahmeti bereketi ve hidayeti üzerinize, üzerimize olsun
Fi emanillah
Şair Ramazan Özelmiş
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
This will close in 20 seconds