DOLAR 41,6130 0,23%
EURO 48,7913 0,44%
ALTIN 5.171,030,26
BITCOIN 49990991,22%
Adıyaman
22°

AÇIK

02:00

İMSAK Vakti

Ramazan Özelmiş

Ramazan Özelmiş

24 Ağustos 2025 Pazar

CHP SEBATİSTLERİN BİZE HEDİYESİDİR.

CHP SEBATİSTLERİN  BİZE HEDİYESİDİR.
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İktidarı ister sevin ister sevmeyin, millî savunma sanayinde yaptıklarının yüzde yirmi beşini geçmiş dönemlerde yapmış olsalardı, bugün savunma sanayindeki, özellikle silahlardaki millî ve yerlilik oranımız en azından yüzde yüz olurdu.

Yüzde yüz diyorum çünkü şu anda bu iktidarın yaptığı büyük hamle yüzde yetmiş beşleri geçmiş durumda. Kimsenin ürettiği silahları neredeyse artık kullanmıyoruz. Bu da ateş çemberi olan bölgemizde artık bizim sözümüzün dinlenir hâle gelmesi demektir.

Bölgede iki tane veledi zina olan sözde devlet var: Başta İsrail, sonra Kıbrıs Rum Kesimi, bir de Yunanistan. Bunlar içlerinden birini kullanarak İslâm’a resmen savaş açtılar.

Bunların karşısında İslâm’a saldıranlara gıkını dahi çıkarmayan kâfirlerin, yani bunların çocukları gibi davranan bazı İslam ülkelerinin liderleridevar.

Onları da isim isim yazmama gerek yok. Bizi neredeyse Kâbe’mizden soğutan Suudi Arabistan liderini tek örnek versem bile yeterli olan, sesiniz çıkmıyor!

Bari ABD ile silah alma anlaşmaları yapmayın da ekonomik olarak güçsüz hâle gelsinler ve hatta belki de batacaklar.

Biz onların bütün ürünlerine boykot uygularsak…

Boykot dedim de aklıma takıldı; bu CHP’den hiç İsrail mallarına boykot çağrısı duydunuz mu?
Mesela ben duymadım.

Hatta onlara destek olsunlar diye yerli ürünlerimize resmen boykot çağrısı yaptı başkanları SELANİKLİ Özgür Bey.

Bu olaylar böyle cereyan ederken benim de her nedense tarihî bilgimden olsa gerek, aklıma İspanya’dan kaçan Yahudilerin Yunanistan ve dolayısıyla Selanik (bizim bayrağımız altında iken) Osmanlı Devleti tarafından buraya yerleştirilmeleri ve Sabatay Sevi olayları geldi. CHP liderlerinin bazıları —ilk kurucusu da buna dâhil— birçoğunun Selanik göçmeni olması ve hatta ilk kurucusunun heykelinin İsrail’de bulunması, adı Kemal iken ismini Kamal olarak değiştirmesi, Kamal’ın İbranice’de “ilah” sayılması vesaire vesaire… Neyse, şimdi sağlıklı olarak inceleyerek düşünelim de ona göre bir yere varalım inşallah.

Sakın yanlış anlaşılmasın; ben iktidar sevicisi değilim.

Ayrıca bizler objektif olmakla mükellefiz. Zaten iktidar da bu konuda böyle.

Filistin için aman aman da bir şey yapmıyor, belki de yapamıyor.

Orasını da içlerinde de, yönetimde değiliz, bilemiyorum.

Zaten konumuz da iktidar ya da muhalefetten kimi sevip sevmediğiniz değil can dostlarım.

Şöyle bir tarihi yavaş yavaş sayfa sayfa inceleyelim, gerçek yönüyle.

Mesela Kayseri Uçak Fabrikası ilk açıldığında fabrikanın elektriği yokmuş.

Jeneratörlerle çalıştırılmış.

Sonra tren yolu yapılmış ve büyük jeneratörler gelmiş. Hirfanlı Barajı yapılıncaya kadar elektrik böyle sağlanmış.

Kendi havaalanı olmadığı için kanatları at arabalarıyla boş arazilere çekilerek orada birleştirilmiş.

Fabrikanın inşası sırasında eşek, katır, deve bile kiralanmış.

Gıda ve giyeceğin tamamı Kayseri iç piyasasından karşılanmış.

Böylece marangoz, manav, hububatçı, terzi, ayakkabıcı, demirci, bakırcı gibi zanaatkârlara üretim yapma imkânı doğmuş.

Anneler oğullarıyla “Oğlumuz Tayyare Pavlikasında çalışır.” diyerek övünürken; devlet, yani o günkü CHP iktidarı, hiç istemediği ve destek vermediği için fabrika halk desteği ile fabrikadan öte bir eğitim kurumuna dönüşmüş ve tornacı, frezeci, kaportacı, kaynakçı, motorcu ustaları, şehrin metal sanayisinin temelini oluşturmuş.

Bu memleketin çocukları;
“Yoklukta uçak üreten, ürettiği uçakları hem satan hem de İran’a hediye edebilen kahramanlardır.”

Sonra ne olmuş?

Sonrası malum.

O kadar emek, millî servet heba edilmiş.

Fabrika yok edilmiş, uçaklar toprağın altına gömülmüş.

Metal parçalarından demir kaşık yapılmış ve uçak mühendisleri ev hapsinde tutulmuştur.

Böylece bir milletin geleceği yok edilmiş. Emperyalist Batı’ya uşaklık eden
CHP, halkımızın da maalesef geleceğini onlara ipotek etmiştir.

Hiç şüpheniz olmasın, o zihniyet bir daha fırsat bulup gelirlerse aynı yıkımı yapacaklardır.

Zaten diyorlar da, adam demez mi:
“Damat var orada, dokunacağız.”

Hainlere bakın
Sanki damat, İngiliz ya da İsrail büyükelçisinin damadı…

BAKIN DAHA NELER VAR, MESELA TÜRKİYE’NİN:

İlk yerli traktörü seri üretime geçirilmedi.

İlk yerli lokomotifin üretimi durduruldu.

Nuri Demirağ’a ait uçak fabrikası kapatıldı.

Vecihi Hürkuş’un uçması yasaklandı.

Nuri Killigil Silah Fabrikası havaya uçuruldu.

Şakir Zümre uçak bombası üretim fabrikası kapatıldı.

Türkiye’nin ilk yerli otomobili Devrim Arabası rafa kaldırıldı.

Emek Televizyon Fabrikası kapatıldı.

Dünyanın en iyi telefonu seçilen ASELSAN cep telefonu üretimi durduruldu.

Daha dün “Petrol yok.” denilerek üzerine beton dökülen kuyulardan petrol çıkarılmaya başlandı.

Eğer bunların önü kesilmese, biz bugün Almanya’yı, Fransa’yı, Japonya’yı değil; dünya, Türkiye’nin teknolojisini konuşuyor olurdu.

Ne yazık ki bunları yapanlar, sonra da utanmadan millete dönüp,
“Din bizi geri bıraktı.” yalanını söylediler.

Nasılsa gerçekleri bu halk bilmiyordu. Böylece bir taşla iki kuş vurdular.
Hem Türkiye’yi dışa —yani iplerini ellerinde tutan sahiplerine— bağımlı hâle getirdiler,
hem insanları dinimizden soğutmaya kalktılar.

Bugün aynısı yapılmıyor mu?
Türkiye Avrupa ülkelerine İHA/SİHA, Atak helikopterleri, silah satarken bunlar hiç konuşuluyor mu?
Bizi neyle meşgul ediyorlar?

Seksen yıldır size heykel yapmayı çağdaşlık ve medeniyet diye yutturanlar,
bugün Türkiye’nin ayağa kalkmasının önündeki en büyük engellerdir.

Ama inşallah, durduramayacaksınız!

Allah (Celle Celaluhu), size bu Müslüman halkın eliyle yaptırtmayacak inşallah.

Benim dediğim Müslüman halkta vardır; en azından Allah dostları vardır diye umut ediyorum.

En derin saygı ve sevgilerimle,

Şair ve yazar Ramazan ÖZELMİŞ